Yoğun bir hayat koşturmacası içinde yuvarlanıp gidiyoruz. Günümüzde insanlar, gerek çalışma hayatının zorlu rekabeti içinde gerilerek, gerekse içsel ve ruhsal olarak yaşadığı duygusallıkların yansıyan olumsuz etkileri ile stres altında bir yaşam sürdürmektedir. Günümüz modern yaşamının koşullarına uyum sağlayabilmek için de kendimizi bir baskı altında hissederek zorlanmaktayız. Bu uyumlanma süreci elbette çoğu zaman sancılı geçiyor.

Stresli yaşam elbette zihinsel olarak bizlerde yaralar oluşturuyorken, aynı zamanda bir çok insanın fiziksel olarak daha çabuk yaşlanmasına sebep olmaktadır. Yoğun stres altındaki kişilerin yüzüne baktığımızda ilk hissettiğimiz duygu “ Ne kadar bitkin ve yaşlanmış görünüyor” şeklindedir.  Bir çok bilimsel araştırmalar da gösteriyor ki bu yıpranma ve çoğu sağlık sorununun sebebi  strestir.

Stres hormonu, diğer adıyla kortizol hormonu; Stresli durumlarda adrenalin ve noradrenalin hormonu salgılanarak, vücudun ihtiyacı olan enerjiyi anında, yağları yakıp glikoza dönüştürür ve kendimizi koruyabilecek enerjiye ve güce kavuşmamızı sağlar. Ancak bu hormon fazla salgılandığı zaman, bağışıklık sistemimizde zayıflama görünmeye başlar. Bunu dengelemek zorundayız. Unutmayalım her şeyin fazlası zarardır.

Zarar görmemek için hayatımızdaki stresten kaçınmaya çalışmak ve olumsuz etkilerini azaltmak zorundayız. Bunun için önce farkındalığımızı artırmalıyız. Stresle başa çıkmak ve  stresi yönetmek için bir çok yöntem var. Bunların içinde en kolay başvurabileceğiniz yöntem nefestir. Bilinçli bir şekilde nefes alma şeklinizde yapacağınız değişiklik, davranışsal tepkilerinizde de daha esnek olmanızı sağlar. En önemli farkındalık budur belki.

Peki nefesi, stres yönetiminde nasıl kullanacağız?

Öncelikle nefes alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçirip düzenlemeniz gerekir. Ağızdan alınan nefesler sempatik ve parasempatik sinir sistemi arasındaki dengeyi de olumsuz etkiler. Mesela anksiyete, yorgun ruh hali ve yorgun dağınık zihin, uykusuzluk, baş ağrısı, panik atak, bu olumsuz etkilerden sadece bir kaçı. İşte bu yüzden doğru nefes alışkanlığını edinmek için burundan alınıp verilen ve diyaframın da bu nefes eylemine katıldığı “Bütün Nefes”in öğrenilmesi gerekir.  Diyafram bölgesi ile birlikte alınan nefesler parasempatik sistemi de devreye sokarak, otonom sinir sisteminin dengeli bir şekilde çalışmasını sağlar. Alt beden kaslarıyla nefes alıp vermeye başladığınızda gereksiz yere kortizol (stres) hormonunun artışını da engellemiş olursunuz.

Özellikle çocuklarımız, sınav kaygıları nedeniyle yoğun stres yaşıyor. Stresleriyle baş edebilmeleri için “Bütün Nefes”almaya yönlendirilmeleri gerekir. Sevgili ebeveynler; önce kendinizin sonra da çocuğunuzun nefesini düzeltmesi ve stresi salgısal olarak kontrol edebilmek için mutlaka bir uzmandan yardım alın.

Bedeninizi önce içeriden oksijenle destekleyin. Nefesinizi doğru alın ki hücreleriniz dengede sağlıkta kalsın. Bütün nefes aşamasına geçmek ve farkındalık sahibi olmak biraz zaman isteyebilir. Ancak siz yeter ki adım atın, harekete geçin. Evren  destekleyen enerjisini her zaman size sunuyor, siz yeter ki bu erki almayı bilin.

Bol nefesli, farkındalıklı, sakin ve huzur dolu bir yaşamınız olması dileğiyle…

Nursen Sevdasız

Nefes ve Bilinçaltı Teknikleri Uzmanı