İnsan sağlığı ve psikolojisi tüm yaşamın merkez noktasıdır. Bireylerin tüm çevresiyle kurduğu iletişim, hayatta kalma amacının gereksinimlerindendir. Kişisel psikoloji bu nedenle iletişimin zemininden başlamaktadır. Kurduğumuz her iletişimin belli bir amacı ve beklentisi vardır. İletişimde sorun yaşanması, kişisel ruhsal dengesini bozan en büyük etkilerdendir. Bu nedenle kişinin kendini iyi tanıması, iletişimlerinde aldığı geri bildirimleri doğru değerlendirmesi ve kendisinin de dengeli geri bildirimlerde bulunması önemlidir. Zihin kavrayışlarının, birey tarafından kendine ve çevresine yönelik tanımlamaları, semboller aracılığıyla gerçekleşir. Dil ve sözcükler bu sembollerin en önemlisidir. Dili kullanarak sesli ve sessiz konuşan insan, o kelimelerin içerdiği bilgi ile hayatı “zan” eder. Kelimenin taşıdığı enerji, zihnimizdeki nöronların arasındaki yolların enerjisidir. Bizim algıladığımız her şey, beynimizde illüzyonlarla yaşamı yaratır. Bu yaşamın hangi yoldan gideceği bize ait seçimlerle büyük oranda belirlenir. Çünkü düşünce özneldir. Bir kişinin elma hakkındaki düşünceleri ile bir diğerininki aynı değildir. Tüm zihinler özgün, öznel ve eşsizdir. Yaşam tamamen öğrendiğimiz inançlar yönetimindedir. İnandığınız şeyler, yaşadığınız duyguları yaratır.
NLP, yaşamımızda üzerinde düşünmeden, otomatik olarak gerçekleştirmiş olduğumuz algılama, düşünme ve davranış süreçlerini, bilinçli hale getirme ve geliştirmede üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda, zihnin işleyişi ile ilgili, yetmişli yılların sonlarına doğru geliştirilmiş bir modeldir. Dilbilimci Prof. John Grinder ve Matematikçi Gestalt Terapisi uzmanı Dr. Richard Bandler tarafından başarılı terapi uzmanlarının analiz edilmesi ile model haline getirilen NLP teknikleri, Psikoloji, Sibernetik, Nöroloji, Filoloji gibi bilimler tarafından kullanılmaktadır. Kişisel yetenek ve becerilerin açığa çıkarılıp pekiştirilmesinde kullanılan NLP, duygu, düşünce ve davranış kalıplarını bilinçli hale getirip hedef odaklı ve yapıcı bir şekilde geliştirmede kullanılan bir dizi yöntemler sunar. NLP yöntemlerini kullanırken olumlu temel varsayımlar ile hareket etmektedir. Bu temel varsayımlar kişiye uygulandığında hızlı dönüşümler yaşatmaktadır. Zira kişiler, kendi beyinleri içinde yaşadıkları duyumsamalar ile oluşan kimyanın sonucunda çöküntü, depresyon ve bağımlılık esiri olmaktadırlar.
Bu nedenle bir insanı dönüştürürken, kişinin eşsiz olan bu zihin, düşünce, inanç yapısına doğru inmek gereklidir. Temizlik ve nötrleştirme sonrasında yeni bir arsaya yeni bina yapar gibi inançlarda yeni pozitif yollar oluşturmaya çalışırsınız. Bu çalışmalar genellikle sözler-kelimeler-düşünceler ile yapılır. Henüz hikâyeler yaşanmamışken hangi sembollerle zihne kayıtlandıysa o sembolün yapısını tanımak, dönüşümü gerçekleştirmek için zorunludur. Psikolojik algının dengesiz olması sonucunda, kaçış yöntemi olarak seçilen; depresyon, çöküntü, madde ya da farklı bağımlılıklar, bu nedenle zihni yeniden programlayarak kolaylıkla aşılabilmektedir. Kişinin ruhsal tatmin amacıyla kurduğu tüm iletişimlerde yaşadığı sevgisizlik, yalnızlık, çaresizlik, yetersizlik, anlaşmazlık gibi tanımladığı hikayelerinin kendisi tarafından yeniden tanımlanması, hayata pozitif olarak yeniden başlamasını ve devam etmesini sağlayacak faydalı bir yoldur.
Zihnin ve duyguların aynı zamanda bir biyokimyanın sonucu olması ve mevcut negatif duygu durumunun bedende ve beyinde bir biyokimya yaratması nedeniyle, zihni temizlerken ve yeniden yapılandırırken, bedenin sinir sistemini direk olarak etkileyen nefes alma gücünden yararlanmak mümkündür. Bu nedenle kişisel danışmanlık çalışmalarım sırasında NLP yöntemleri ile birlikte nefes uygulamaları kullanmaktayım. Kişisel denge için sağ-sol beyin iş birliğinin çok önemli olduğunu bilimsel araştırmalar önümüze koymuştur. Bu yüzden sağ ve sol beyin arasında geçiş yapma egzersizleri çok önem taşır. Bu geçişi kontrol etmeyi sağlayan önemli etkenlerden birisi de nefesi kullanmaktır. Otonom sinir sistemindeki sempatik ve parasempatik yetkinin dengesi nefes ile sağlanabilmektedir. Bu sırada beyin dalgaları da değişmektedir. Parasempatik sistemin dengeleyici salgıları için nefes sırasında Diyafram ve Psoas kası kullanımı basit egzersizler sayesinde uygulanabilmektedir.
Zihin ve beden aynı sistemin parçalarıdır, birbirlerine bağlı etkileşimde bulunurlar. Kişinin algısal girdileri duygusal süreçlerini belirler. Pratikte, düşünme şeklinin değişmesinin fizyolojiyi ve hisleri değiştirmesi gibi fizyolojisinin de nefes ve düşünce ile değişmesi bu nedenle mümkündür. Oluşturulacak yeni pozitif düşünme ve inanma kalıplarının düzenli tekrar edilerek beyinde yeni nöron yollarının oluşması ve kişinin zihinsel zeminini yeniden inşa etmesi, psikolojik sağlığında olumlu başlangıcı sağlayacaktır. Çünkü, beynin en önemli işlevi “Öğrenmek” tir. Dil ve düşünce kalıplarının tekrarlanarak uzun süreli hafızaya alınması, olumlu öğrenmeyi getirmektedir.
NESRİN DABAĞLAR