Bedenimiz ve varlığımız iki ayrı güce sahiptir. Bedenimizde birbirinin zıddı iki güç; yaşamımız boyunca iki ayrı yöne dönmeye devam eder. Kadim zamanlarda bu iki gücümüz birbirinden ayrılmış ve bütünlüğünü kaybetmiştir.
(Not: Kutsal Kitabımızda Ali İmran 103 ve Enfal 63’ü bu gözle bir daha okumanızı öneriyorum.)
Birinci gücümüz, maddesel formun bizim üzerimizdeki yansımasıdır. Yani ışık ve madde ile tanımlanan alanın içindedir. Zihin ve düşünceler ile algıladığımız bilinç halimiz bu güce aittir. Güneşin enerjisiyle oluşmuş dünya yaşamında olduğumuz için bu güç varlığımızdaki güneşi temsil eder. Beş duyumuz ile hisseden düşünen ve belirlenen “BEN” bu gücün yansımasıdır. Bilinçli kimliğimiz bu gücün ürünüdür. Uyanıkken bu güç, başımızın üzerinde yer alır ve daireler çizerek dönmeye devam eder ve Güneş tarafından yönetilir.
Diğer gücümüz göbek etrafındadır ve uyanıkken onun farkında olmayız. Enerjisel rengi mavidir. Işık ve madde alanının içindeki kimliğimizden dışarıya ve başka boyutlara doğru genişleyen kimliğimizdir. Ona “KOZMİK BEN” adını verebiliriz. Kozmik evrenin enerjisiyle yönetilmesine rağmen bu güç, Ay, Venüs ve Pleiades’ı temsil eder. Uyuduğumuz zaman bu güç başımızın üstüne doğru yer değiştirir. Bu yer değişimini gerçekleştiren kuvvet ise akciğerler ve nefestir. Bu güç tüm evrenin yansıması olduğu için rüyalarımız dünya eylemlerine göre çok daha özgür ve çok boyutludur. Bu gücün iki ayrı karakteri vardır: rüyada iken yaratım ve yoketmeyi gerçekleştirmek. Ayrıca karma olarak bilinen eski zamanlarımızın içine gittiğimiz rüyalar görmemizi de sağlar.
Rüyaları Ay’ın kontrol ettiği bilinir, rüyalarımızın bizim kontrolümüze girmediği sürece ayın bizi sonsuz ve kontrolsüz bir rüya döngüsünde tutmaya devam edeceği kadim bilgilerde yer alır.
Normal rüyalarda “Ben” olan halimizin yaşamı boyunca kaydettiği duygu ve bilgi kaynağının içinde oluruz. Zihinsel uyanıklığımızda her an hatırımızda tutmadığımız eski kayıtlar bilinçaltı denilen alanda depolanır. Günlük akış içinde verdiğimiz kararların %95’ini farkında olmadan bu alana bağlı olarak verdiğimiz tespit edilmiştir. Eski olanın an içindeki karara bu kadar etki etmesi, bazı durumlar için olumlu, bazı durumlar için olumsuzdur. Negatif duygu ve bilgilerin etkisiyle verdiğimiz kararlar yaşam akışımızı kilitleyebilir.Yeni pek çok araştırmada, yaşam hikayemizi ve seçimlerimize bağlı kaderimizi oluşturan unsurların bilinçaltımızdan ve düşüncelerimizden oluştuğu söylenmektedir. Bu yüzden bilinçaltı dediğimiz alanın pozitif enerjiyle dolu olması ve negatif enerjinin süpürülmesi, yaşam gücümüz ve coşkumuz için olumlu etki yaratır.
Kontrol edemediğimiz sıradan psikolojik rüyalarda, bilinçaltı depo alanının içinde dönüp dururuz. Kendi kuyruğuna geri dönen yılan gibi sonsuz bir döngü içinde adeta hapiste oluruz. “Ben” olanın illüzyonları ömür boyunca sayısız rüya yaratır, o rüyalar da “Kader” olanı yaratmaya devam eder.
Bu döngüden kurtulabilir miyim? Bu konuda bana kim rehberlik edebilir?
Bu döngüden çıkabilmenin kapıları aranır binlerce yıldır. Dünyanın çeşitli yerlerinde kapılar olduğu söylenir, rivayet edilir. İlginç deneyimler ve yerler efsaneleşmiştir bu konuyla ilgili olarak. Yeryüzü üzerindeki enerji merkezleri, ley hatları, düğüm noktaları hakkında sayısız teori ve bilgi vardır. Pek çoğu da değişik inanışlar için kutsal yerler olarak görülür. Dünyadaki tüm bu yerlerin manyetik enerji alanları farklıdır. Bedenimizde zıt iki yöne dönen gücün aynısı dünya etrafında da vardır ve bu iki gücün zıtlık kutuplarıyla dönmesi Torus örüntüsü prensibiyle gerçekleşir. Torus örüntüsündeki ızgara kavuşum düğümleri nötr enerji taşır. Bu nötr noktalar üzerinde bedenin iki ayrı gücünün çekim kuvvetinden kurtulan bilincimiz sıra dışı algılar yaşar. Bu sırada gerçekleşen şey, tıpkı rüya görmek gibidir. Çünkü uyanık iken bilincimizi Güneş ağında tutan kuvvetten kurtulmuş, Kozmik alanın çok boyutluluğuna girmiş oluruz. Kısacası; O bölgenin kapı olmasını sağlayan şey aslında, “BEN” bilincini “KOZMİK BEN” ile birleştiren nötr enerji alanına sahip olmasıdır. Özgürleşmeyi sağlayan dinamik o noktada mevcuttur.
Bu dinamiğin kendi bedenimizde gerçekleşmesini sağlayabilir miyiz?
Bu dinamiğin gerçekleşmesi sağlamak için bir rehbere ihtiyacımız yoktur, sadece rüya görmeye ve rüyayı yönetmeyi öğrenmeye ihtiyacımız vardır. Var olan gerçekliği değiştirebilmek için aynı rüyayı isteğin dahilinde tekrar görebilmeyi başarma ve rüyayı değiştirebilme iradesine sahip olmak gereklidir.
Rüyada bilinçli olmak, “BEN” ile “KOZMİK BEN” in birleşmesiyle mümkün olur. Sıradan rüya gören rüya bilincinin, uyanık bilinç ile birleşmesi tek ve büyük eşsiz bir enerji yapısı yani; “GENİŞLEYEBİLEN BEN”i oluşturur. İşte bu irade; yaratımcı, yıkımcı ve dönüştürücü güce sahiptir. Bu bilinci elde etmenin teknikleri çok eski kaynaklarda bilinmektedir. Bu enerjiyi önce rüya alanında oluşturup, uyanıkken de elde edebiliriz. Farklı gerçeklikleri görmemize izin veren bu yol uzundur ve disiplin gerektirir. Bu disiplinle yol aldığımızda rüyada gerçeklik tohumu ekebiliriz. Bu yolda bilgi önemlidir ama sizi sonuca ulaştıracak olan şey bilgi değil, sadece ve sadece deneyimdir. Bu deneyimler eşsizdir ve genellikle paylaşılamaz özellik taşırlar. Tecrübe etmeyene anlatılması çok kolay değildir. Bu deneyimler sonucu elde edilen yetkiler salt merak için gerçekleşmez, gerçekten değişime ve şifaya ihtiyaç duyulduğunda etkindirler.
Bilincini genişletebilen ve uyku ve uyanıklık halini bir araya koyabilen bilgeler;
Ciğerin sahibidir, nefesini yani öfke ve kızgınlığını kontrol edebilir, dengelidir. Duyguları nedeniyle zayıflamaz. Güvenilir ve koruyucudur, gözlemcidir, muhafaza eder, kimseye zarar vermez. Gerekmedikçe gerçeklik yıkımı ya da tohumlama yapmazlar.
Rüya görme hali uyanık olduğumuzdan dört kat daha fazla enerji üretir. Fakat rüyayı yönetmek için harcayacağımız güç de sıradan uykuda harcayacağımızdan dört kat fazladır. Bu yüzden rüya yönetmeyi öğrenmek için erk biriktirmek gereklidir. Normal uyanıklık halinde kim olduğumuz bilgisinde kalabilmek için çok fazla erk harcarız. Kafamızın içinde hikayemizin illüzyonunu canlı tutmaya çalışan bir sabotajcı vardır. “Hayatım çok kötü, ailem bana kötü davrandı, kimse beni sevmedi, hastayım, işlerim iyi gitmiyor…..”
Bu cümleler ve benzerlerini kendi illüzyonumuzda canlı tutmaya çalışan sabotajcı, tüm erkimizi alıp götürür. Sürekli hayata ve diğerlerine haklı görünmek üzere harcadığımız enerji ise inanılmazdır. Bu sabotajcı bizi bir şekilde öldürene kadar hiç susmaz. Bu duruma Ay’ın görünmez hapishanesi denir. Farklı senaryolarla aynı rüyayı görmektir bu.
Bilinçli rüya görebilmek için hangi yolu izlemeliyim?
Öncelikle sabotajcınızdan kurtulmalısınız. Hangi yöntemi kullandığınız çok da önemli değildir. Geçmiş hikayelerinizi, acılarını, sizi yiyip bitiren acınmalarınızı tek bir kalemde bile silip atabilirsiniz. Duygusal özgürleşme teknikleri (EFT), bilinçaltı temizleme teknikleri (Acces Bars), özetleme nefesleri, hikayelerinizi yazma ya da aynaya anlatma vb. gibi yöntemlerden hangisi sizinle uyumlu olabiliyorsa kullanın. Acı bedeninizin elbisesini ve sabotajcının tahtını yakın ve küllerini varlığınızdan dışarıya süpürün. Bu dönemim uzunluğu kişiseldir. Bir gün de sürebilir yıllarca da sürebilir.
Artık temiz olduğunuzu hissettiğiniz bir gün rüya niyetinize başlayabilirsiniz. Bu çalışmayı en az 4 gün ard arda yapacak döngüyü yaratabilmeniz çok önemli. Bu 4 günü 4 kez tekrar edebildiğinizde muhteşem sonucu yaşayacaksınız.
Bu amaçla kullanılan teknikler; rüyalar, nefes ve sayılarla oluşur. 13 sayısı güneşin döngüleriyle yakından ilişkilidir. 52 ise Pleiades’i temsil eder ve gücü güneşin dört katı olarak tanımlanır. (13×4= 52)
Rüya Ekim Nefesleri (INCEPTION)
Uykuya hazır duruma geldiğinizde yatağınızda lotus pozisyonuyla oturun. Önce dört ayrı yöne nefes çalışacaksınız. Bu dört yanın hepsi var olan gerçekliklerin enerjisini yakıp iptal etmek üzere nefeslendirilir. Her yanda 13′ er nefes alış verişi yapacaksınız. Toplamı 52’dir.
1- Sol yan (Kalp Tarafı)
Yaratmak istediğiniz şeyin önce zıddını yok edeceğiniz taraftır. Zenginlik yaratmak istiyorsanız sol yanınızda nefesinizle fakirliği yıkacaksınız. Nefes alışınız sol yana bakar şekilde yapılır.
2- Sağ yan (Tezahür Tarafı)
Yaratıcı enerjiye baktığınız taraftır ki bu da sorunları yaratan rüyalarınızdır. Çözmek istediğiniz her ne ise onu yaratan rüyaları yok edeceğiniz taraftır. Önce rüyasını görüp yaşadığınız fakirliğin, yalnızlığın, hastalığın rüyasını görmeyi bırakacaksınız. Nefes alışınız sağa bakar şekilde yapılır.
3- Baş üstü (Kozmik Tohum Tarafı)
Baş üstünüz, sorunlarınızla yaşamanıza sebep olan tüm rüyalarınızın kozmik tohumunun tarafıdır. Nefes alışınız yukarı bakar şekilde yapılır.
4- Alt Yan (Su- Ayna Tarafı)
Kendimizi yüzümüzle özdeştirdiğimiz için bu görüntümüz bizi eski kalıplarımızda tutar. Bu yüzden kendi yansımamızı yok etmemiz gerekir. Bu sırada bir su kabında ya da obsidyen aynada görünen yüzümüze bakabiliriz. Görünen yüzümüzü bu aynada yok edip, rüyalarımızda yaratmak istediğimiz yeni etki için seçtiğimiz hayvan metaforuna dönüşmesine niyet etmeliyiz. Yaşadığınız benliğinizin yansımasını aynada göreceğiniz ve nefesinizle yok edeceğiniz, aşağıya doğru olan taraftır.
Ekim Nefesi
Dört yan çalışmasını bitirdikten sonra beşinci ve son nefes ileriye doğru bakarak yapılır. Bu son nefes için ekmeye niyet ettiğiniz tohum için bir metafor seçmelisiniz. Bu metaforlar erk taşıyan hayvan sembolleri olabilir. Beşinci nefesi de 13 kez yapacaksınız.
(Aslan, Jaguar, Yılan, Kelebek, Karınca, Baykuş, Tavşan, Örümcek, Kartal gibi özgün nitelik taşıyan hayvanlar olabilir. Yetke ve güç Aslan, aile ve doğurganlık Tavşan, şifa Yılan, özgürlük Kartal, bilgelik ve sır Baykuş, bağımlılıklardan kurtulma ve irade Jaguar, bolluk ve bereket Karınca vb. gibi. Bu örnekleri ya da başka hayvanları size ifade ettiği anlamlara bağlı olarak seçebilirsiniz.)
Seçeceğiniz sembol, tohumlama yapmak için kullanacağınız metafordur. Rüyanıza girdiğinde size o niyetinizin nasıl ulaşacağı konusunda ipucu verecektir.
Nefesler tamamlandıktan sonra seçtiğiniz hayvanın yansımasının bedeninize girdiğini ve göbek deliğinizden göğsünüze doğru ilerlediğini imgeleyin. Sonra onu gözünüzün önünde dururken imgeleyin ve sağınıza doğru hareket ettirin. Bu sırada şu cümleyi dört kez tekrar edin:
“Ben rüya halinin erkiyim, uyurken berrak ve uyanık kalacağım çünkü bana …….. (sağlık-eş-para-başarı-özgürlük-bolluk-aşk vb) getirecek tohumu ektiğim rüyaları bulacağım. Niyetimin rüyalarıma ekilmesi için Kozmik Ben’ime izin ve emir veriyorum.”
Cümlenizi söyledikten sonra uykuya geçebilirsiniz. Başucunuzda rüya defteriniz ve gece lambanız mutlaka bulunmalı, gece ya da sabah uyandığınızda hemen not almalısınız. Rüyalarınız bilinçli ve uyanık olmaya başladığında ektiğiniz tohumla ilgili göreceğiniz metafor hayvanınızın eylemleri rehberiniz olacaktır. Bu sırada bir bir rüya rehberinden yardım alabilirsiniz.
Tüm Nefesleri Nasıl alacaksınız?
Dört yana yapılan bütün nefesler burundan alınacak ve ağızdan verilecektir. Sadece ileriye doğru yapılan beşinci nefeste nefesinizi ağzınızdan verirken göbek bölgenizi kasarak dışarıya doğru itmelisiniz.
Bu çalışma için özel zaman ayırmanız önemlidir. Takip süreci gerektiren önemli bir nefes çalışmasıdır.
Nesrin Dabağlar
İletişim: 0539 509 23 13
Not: Rüya Ekim Nefesi, Sergio Magana’nın Rüya Ekimi için önerdiği tekniktir. Birebir alıntı yapılmamış, kültürel dilimize uygun olarak anlatılmıştır.
Bu makale uzun yıllardır araştırmacısı olduğum Toltek Bilgileri kaynak alınarak (Carlos Castaneda, Don Miguel Ruiz, Michael Harner gibi üstatlar) kişisel tekniğim olan Torus nefesi tecrübelerimin süzgecinden geçirilerek yazılmıştır.