Geçmiş yaşam inancı tartışmalıdır. Dünyaya tek bir bedenlenme ile gelip gittiğimiz inancı daha yaygındır. Buna rağmen kadim bazı kültür ve inançlarda reenkarnasyon adı altında tanımlanan çoklu yaşam inançları mevcuttur. Tekrar tekrar bedenlendiğimize dair bilimsel bir kanıt henüz yoktur. Bununla birlikte bu konuda herhangi bir inanca sahip olmayan pek çok insan kendi yaşamına ait olmadığını bildiği yaşam hikayeleri ile iletişim kurmuşlardır. Kurulan bu iletişim yolları; hipnozlar, meditasyonlar, regresyon terapileri, ruhsal seyahatler ve rüyalar olabilmektedir.
Geçmiş yaşamlar diye tanımladığımız yaşam öyküleri ile nasıl iletişim kurabiliyoruz? Olmuş bitmiş ve artık dünyadaki zamanın içinde var olmayan kişilerin öykülerinin bizimle ilgisi nedir? Geçmiş yaşamlar tanımının yanındaki parantez içindeki eş yaşamlar tanımı neyi anlatıyor?
Zaman bizim algımızda lineerdir. Bilimsel tanımlamalarda zaman ikiye ayrılır, iç zaman, dış zaman, uzayzaman, kürevi zaman, sathi zaman, idraki zaman, lineer zaman gibi değişik zaman isimleri vardır. Madde gerçekliği içinde ışık hızıyla direk bağlantılı olan ve bizim algımızda uzayıp giden zaman, bize göre tektir ve ok gibi sadece ileriye doğru akar. Bu akış ile uzay zamanı büken kuvvet, kütle çekim kuvvetidir, yani maddedir.
Kuantum dolanıklık adı verilen teoriye göre; fotonlar aynı anda aynı bilgiyi paylaşırken uzay ve zamandan bağımsızdırlar. Buna göre zaman ve mekan sınırı olmadan bilgi alışverişinin gerçekleştiği kabul edilir. Tüm zamanların aynı anda gerçekleşiyor olmasını açıklayan en önemli yaklaşımdır Kuantum dolanıklık.
Bulut Atlası filmini izleyenler bilir, filimde; birden farklı zaman içindeki hikayeler aynı anda birbiri ile bağlantılı olarak gelişmektedir. Tüm hikayelerdeki kahramanlar aslında aynı kişilerdir. Yani onlar birbirlerinin “EŞ” varlıkları ve yaşamlar da “EŞYAŞAM” lardır. Oysa lineer akışa göre, hikayelerin her biri farklı asırlarda gerçekleşmektedir.
Şimdi reenkarnasyon tanımlarına bu bilgilerle yeniden bakmak gerekirse, geçmiş yaşamlarımız yoktur, eşyaşamlarımız vardır diyebiliriz. Bu bilgi aslında muhteşem bir bilgidir. Aynı anda gerçekleşiyor ise, tüm hikayeler birbirini etkileme gücü mevcuttur. Siz bir asır önce yaşanmış bir hikaye ile sizin aranızdaki bağlantıyı farkedip, o eski hikayedeki bir düğümü çözdüğünüzde şimdiki hayatınızda düğüm olmuş bir konuyu da çözebilirsiniz. Hayatınızda nedenini bilmediğiniz tekrar eden tıkanma çemberleri genellikle bu düğümlere aittir. Sürekli ihanete uğramak, terk edilmek, işinizde sürekli başarısız olmak, tekrarlayan sebepsiz ağrılar, hastalıklar gibi sebebini mantıkla açıklayamadığınız tekrarlayan tüm döngüler, eş yaşamlarınızda o sorunun devam ediyor olması sebebiyle hayatınızdan çıkmıyor olabilir.
Karmayı dengelemek, karmayı değiştirmek, karmayı temizlemek, geçmişi şifalandırmak, geçmişi değiştirmek gibi amaçlarla yapılan çalışmalar hakkındaki “işe yaramaz” inancımıza yeniden bakmalıyız. Geçmiş yaşanmış ve bitmiştir, değiştiremeyiz sabitliğiyle çökerttiğimiz tezahür, biz böyle olduğuna inandığımız için sabittir. Çünkü kuantumda “gözlemci”nin gücü yasası vardır. Sevdiğim Bir Toltek sözü vardır:
“Tüm evreni niyet oluşturur ve niyet gözlerde başlar.” Kısa, öz, keskin ve bir o kadar da derin bir sözdür.
Gözlemcinin gücünü kendi hayatınızda keşfedebildiyseniz gerçekten çok şanslısınızdır. Niyetinizin oluşturma gücü taşıdığını anlamak önemli bir aydınlanmadır. Evren size küçük spontane örnek olaylarla izin verir önce. Siz inanç ve erk biriktirdikçe de büyük niyetleriniz gerçekleşmeye başlar. Çekim yasası dediğimiz döngüye girdiğinizde bir masal dünyasına girmiş olursunuz.
Sizin de hayatınızda mantıklı açıklamalarla işin içinden çıkamadığınız düğümlü çemberler varsa, bu düğümleri çözmek üzere ipucu yakalayacağınız bir kaynağa sahipsiniz. O kaynak rüyalarınızdır.
Neden?
Çünkü rüyalarınızda da lineer zaman yasaları geçerli değildir. Çünkü zaman açılımı beynin algısında açılan bir realitedir. Zaman, madde olan parçanın algıladığı bir lineerliktir. Sanal parçalar için bu lineerlik yoktur, onlar çok boyutlu bir algıya sahiptir. Bir noktaya bağlı ezvac olarak asılı duran ikili bir sistemin oluşturduğu bir öz güç vardır herbirimizde. Asıl olan öz varlık zaman çarkının çarkın ortasında oturur ve bütün koridorları görür. Yani onun için her şey “şimdi”dir. Zaman-mekân kavramı ile onun durduğu yeri tanımlamak mümkün değildir. Öz varlık zamansızdır. Rüya sırasındaki akışı yaşayan ve gerçekleştiren yanımız bu öze aittir. Rüya çifti dediğimiz bu halimiz, bize diğer eş zamanlarımızdan bilgi aktarma yetisine sahiptir.
Rüyalarınızda sizin bu yaşamdaki siz olmadığınızı düşündüren, farklı dönemde yaşadığınızı anladığınız deneyimleriniz varsa, günlük yaşamda başka zamanlara ait, bilmenizin aslında imkansız olduğu hisleriniz ve bilgileriniz varsa rüyalarınızı bu amaçla programlayabilirsiniz.
Psikolog Dr. Patricia Garfield, Creative Dreaming adlı kitabında, belli bir sorunun cevaplanması için rüyayı programlamaya dair tekniklerin M.Ö 3000 yıllarında Mısır’da rastlandığını söyler. Yani yeni bir şey keşfetmiyoruz. Bu tekniklere Asurlular İstikara (arapça, istiare), eski Yunanlılar ise rüya kuluçkalama adını vermişler.
Bu programlamayı yapmak için hangi aşamaları takip etmeliyiz?
1. Aşama…
Hergece uykuya dalmadan önce nefes teknikleriyle tüm bedeniniz ve zihninizi gevşetmelisiniz.
Bunu yapmak için önce yatağınıza en rahat halinizle yerleşin. Nefesinize odaklanın ve onun sesini dinleyin. Bir kuyunun, mağaranın içinden gelir gibi derin, sakin, sessizce nefes alın. Tüm bedeninizi bilincinizle gezin. Serbest bırakmadığınız kaslarınızı keşfedin ve gevşetin. Nefesinizi bedeninizin tam ortasından tüm bedeninize eşit yönde ve kuvvetle dağıtmayı hedefleyin. Aldığınız, verdiğiniz her nefesle adeta bir küreye dönüşün. Ve siz merkezde olduğunuzu düşünün. Hem bedeninizin, hem tüm zamanlarınızın merkezinde olmaya niyet edin. Sonra sol elinizi göbek deliğinizden dört parmak aşağıya yavaşça yerleştirin. Şimdi o bölgenin farkındalığını hissedin. Bilincinizle nefes verişinizde içeriye doğru küçülen karnınızdan içeriye doğru yol alın.
2. Aşama…
Şimdi rüyada görmeyi dilediğiniz şeyi belirleyin. Hayatınızda çözmek istediğiniz düğümle ilgili tespiti yapın ve bunu en basit sade bir cümleye dönüştürün. Örneğin:
“ Sürekli yaşadığım ölüm tehlikesi ile ilgili geçmiş ve eş yaşamlarımdan bilgi almak istiyorum”
“ Geçmeyen sağ bacağımın ağrısı ile ilgili geçmiş ve eş yaşamlarımdan bilgi almak istiyorum”
“ Sevgililerim tarafından sürekli terk edilmekle ilgili geçmiş ve eş yaşamlarımdan bilgi almak istiyorum”
3. Aşama
Bu aşama artık kendinizi rüyaya ve uykuya bırakacağınız aşamadır. Kurduğunuz istek cümlesini sesli olarak yumuşak ve kararlı bir tonla söylelisiniz. Bu cümleyi üç kez tekrar edin. Sonra şu cümleyi kararlı ve net bir şekilde bir kez söyleyin:
“Almak istediğim bilgiye ulaşması ve bana iletmesi için Rüya çiftime “İZİN ve EMİR” veriyorum.
Ertesi sabah ya da gece uyandığınızda her ne gördüyseniz ya da hissettiyseniz kesinlikle not alın. Açık ve net ya da dolaylı, metaforlu olarak rüya görebilirsiniz. İlk denemelerde rüyanızı hatırlamıyor da olabilirsiniz, vazgeçmeyin. Tekrar tekrar deneyin, ısrarcı olun. Gördüğünüz rüyaları gün içinde vakit ayırıp değerlendirin, gördüğünüz objeler, kişiler ya da olayların size ne ifade ettiğini kendinize derinine sorun, sorgulayın. Açık net cevaplı rüyalar gelirse şanslısınız ve niyetinizi çok güçlü kurmuşsunuz demektir. Bu çalışmayı yapacağınız geceleri iyi seçin, çok yorgun, aşırı kederli, olduğunuz gecelerde yapmayın. İçsel gücünüzün yüksek olduğu, uyku saatlerinizin yeterli olduğu zamanları seçin.
Not aldığınız rüya günlüğünüze tarih atarak niyetinizin cümlesini yazın. Beklentinizle ilgili duygularınızı kısa paragraflar halinde yazıya dökün.
Size bilgiyi getiren rüyanın renkli, akışlı, hikayeli, sembollü olması şart değil, sesler, duygular olarak hikayesiz mesajlar da gelebilir. Hatta gün içinde gözünüze takılan bir yazı, söz, bir cümle olarak başka kaynaklardan bile cevap gelebilir.
Evren şakacıdır, size çok farklı yollardan ulaşabilir, bunu unutmayın…
Çözülmemiş tüm çemberlerinizin şifalanarak akışa geçmesi dileğiyle…
Tüm eş yaşamlarınızda mutlu olun, mutlu kalın…
Nesrin Dabağlar
İletişim: 0539 509 23 13
Hayret bisey son 10 gundur de boyle birsey olabilirmi diye dusunur oldum.Hatta ruyamda paralel yasamlarimi gormek istierim diye dusunuyordum.
Aynende yukarda yazdigi gibi gecmeyen sag dizimi soracaktim.
Sanki gokten onume dustu.
Tesekkurler.
Hiç bir şey tesadüf değildir, birlikte yaratırız… Sevgiler ile…
Nesrin Dabağlar