Kalbinizin dairesel senkronu ile nefesinizin senkronu uyumlu değilse, bedeninizin uzak noktalarına yeterli oksijen ulaşamaz.
Çünkü dairesel yayılımın sınır noktalara ulaşması için zamana ihtiyaç vardır. Gençken farkına varılmayan bu oksijensizlik, ilerleyen yaşlarda uç bölgelerinizde eskimeye bağlı sorunlar yaratır.
Beden, olağanüstü karmaşık bir sistem ile çalışır ve bu sistemin içindeki alt sistemlerin ahenkli ve birbiriyle uyumlu olması önemlidir. En küçük alt sistemde ya da dokuda meydana gelen bir aksaklık tüm sağlığı etkiler. Kimi zaman bu ahenksiz etkiler, son safhaya gelmeden fark edilemez. İlerleyen yaşlarda ortaya çıkan bir çok rahatsızlığın asıl dinamiği aslında yıllar öncesinden başlamıştır. Vücutta bulunan sistemlerin en alt birimi olan hücrelerin sağlığı, mikrodan makroya doğru bedenin sağlığını belirler. Hücrenin sağlığında aldığı oksijen çok önemlidir. Tüm vücudumuzda dolaşan kan sıvısı, içindeki oksijeni hücrelere götürüp bırakır ve hücrenin beslenerek temizlenmesiyle yaşam devam eder. Hücre yeterli besin alır ve yeterince temiz kalırsa olması gerektiği gibi çalışmaya devam eder. Ömrümüzün uzunluğu ile hücre sağlığının direk bağlantısı vardır.
Hücreye oksijenin taşınması kalp merkezimizden başlar. Kalp ile akciğerler birbirini tamamlayan iki önemli organdır. Hem kirli hem temiz kanın toplandığı kalp, yaşamımızın da merkezidir. Kirli kanı vücuttan toplayarak alır, akciğerlere gönderir, gelen temiz kanı da tüm vücuda dağıtır.
Kalbimizin kanı pompalaması dairesel dalgalar ile gerçekleşir. Çünkü dağıttığı madde sıvıdır ve pompalama işlemi bu sıvıda dairesel etki yaratır. Dalgasal yayılan kanı, belirli düzlemsel bir yöne sevk edebilmek için damarlar bu yüzden uygun iç kapakçıklarla donatılmıştır. Atar damar ve toplar damarlarda bu kapakçıklar yer çekimine göre farklı yönlerdedir.
Kalp insanda dakikada 60-80 çarpma arasında değişen bir hızla dakikada 5-35 litre arası, günlük ise 9000 litre kanı vücuda pompalar. Günde yaklaşık 100 bin, yılda 40 milyon, tüm insan hayatı boyunca yaklaşık 2,5 milyar kere, hiç durmadan yaklaşık 8 bin ton kanı vücuda pompalar. Kalp dört odacıktan oluşan bir motordur ve odacıkların birbiri ile ilişkisi bir döngüye bağlıdır. Kalp dört adet ses çıkarır.
Kalbin çalışması ve çıkardığı sesler, dört bölümlü ve senkronizedir. Bu senkronizasyonun yarattığı bir manyetik alan vardır. Kalbin manyetik alanının çok güçlü olduğu ve izlenebileceği tespit edilmiştir. Bu manyetik alan tüm vücudu, hatta geniş bir enerji alanını etkilemektedir. Kalbin uyarı ve ileti sistemi de dört bölümden oluşmuştur.
Kalp atım hızı değişkendir. Bu hızın dalga boyu ölçülebilmiştir. Kalp atım hızı dalgası 0.10 hertz olduğunda bir denge ve uyum yakalandığı tespit edilmiştir. Bu uyum halindeyken beynin iki lobundan yayılan dalgaların aynı fazda, tek bir dalga haline geldiği ölçülmüştür. Yani beynin iki yarısının tam bir uyum içinde çalışmaya başladığı tespit edilmiştir. Beynin bu safhada haz duygusu oluşmasına sebep olan endorfini, yüksek miktarda salgıladığı belirlenmiştir.
Tüm özellikleriyle muhteşem bir senkrona sahip olan sağlıklı bir kalp, birlikte çalıştığı akciğer ile de uyumlu olmalıdır. Akciğerin çalışma sistemi ve nefesin döngüsü de tıpkı kalp gibi dört bölümden oluşur. Pek çoğumuz nefesi sadece almak ve vermek üzere iki bölüm zannederiz. Oysa nefes alışverişi; alma, tutma, verme ve yine tutma eylemlerinden oluşan dörtlü bir döngüde olmalıdır. Sağlıklı nefesin dört ana koşulundan birisi olan dörtlü döngüde nefes almak, tıpkı kalbin odacıklarında dolaşır gibi dairesel olmalıdır.
Kalbinizin dairesel senkronu ile nefesinizin senkronu uyumlu değilse, bedeninizin uzak noktalarına yeterli oksijen ulaşamaz. Çünkü dairesel yayılımın sınır noktalara ulaşması için zamana ihtiyaç vardır. Özellikle nefes alışınız sonrasında yeterli süre nefes tutmazsanız, oksijenin bedendeki en uç noktalara servis edilmesi için gereken zamanı sağlayamazsınız. Ayrıca C2O’in hücre içinde yükselmesine fırsat tanımazsınız. Hücrenin oksijen servisini kabul etmesi için C2O’in yükselmesi gereklidir. Hücre zarından O2 ve C2O alışverişi yapılması sırasında, hücre içinde biriken toksik maddeler de lenf kanallarına çıkış yaparlar. Doğru zamanda yapılmayan O2 servisi, hücrenin toksinlerden arınmasına da engel olur.
Gençken farkına varılmayan bu oksijensizlik, ilerleyen yaşlarda uç bölgelerinizde eskimeye bağlı sorunlar yaratır. Çünkü yeterli beslenmeyen ve arınmayan hücreler fonksiyonlarını yitirir ve yaşlanır. Yaşlılığın birinci sebebi toksin maddelerdir. Saç dökülmesi ve beyazlaşması, parmak ve eklem bölgelerinizdeki sorunlar, derin iç organlarınızdaki işlevsel sorunlar, gençliğinizdeki nefes alış verişinizin; kısa, kesik, az hacimli ve hızlı döngüde olmasının sonucudur. Kalp ile eş senkronda, derin ve geniş hacimli nefes almaya gençliğinizde başlarsanız, yaşlılık belirtilerini geciktirebilirsiniz.
Nefesinizi vermek için yeterli zaman ve itim gücü sağlamazsanız, akciğerlerinizdeki kirli havayı boşaltamazsınız. Bu itim gücünü ise diyafram kasınızdan ve karın bölgenizdeki diğer kaslardan almalısınız. İçinde yer olmayan bir akciğere de yeni ve temiz hava dolduramazsınız. Sığ ve hacimsiz bir nefes almak zorunda kalırsınız.
Dördüncü döngü ise tüm nefes kaslarınızın dinlenmesine, aynı zamanda da zihinsel bilincinizi sağlayan nöronlarınızın mola verip, sizin dışınızdaki evreni, bütünsel bilinci, kozmiğin enerjilerini ve diğer insanların enerjilerini empatiyle algılamanızı sağlayan ayna nöronlarınızın çalışmasına zaman tanır. Telepati, durugörü, şifacılık yeteneklerinizin artması, bu dönemin özelliklerini iyi kullanmanıza bağlıdır.
Nefesinizin dörtlü döngüsünün başlangıcı kalp bölgeniz olmalıdır. Kalp bölgenizden başlayan ve her yöne doğru dairesel dalga hareketiyle büyüyen bir nefeste döngülerin süresi kalp atım hızınızla uyumlu olmalıdır. Her kalp atış hızının dakikadaki sayısı farklıdır. Dakikada 80 atış yapan bir kalbin, dakikadaki nefes alış sayısı 8 olmalıdır. Yani kalp atış sayısının onda biri… Kalp atım hızı dalgasının 0.10 hertz olmasını sağlayan senkronizasyon budur. Bedendeki sempatik ve parasempatik sinir sisteminin eşit ve dengede olmasını sağlayan huzur, aşk, sevgi, şükür, mutluluk frekansı bu uyumda saklıdır.
Unutmayın kalbin manyetik alanı toroid bir küredir. Nasıl ki kalbiniz dairesel bir senkronda kanı pompalıyorsa, nefesiniz de ona eş dairesel senkronda küresel bir nefes olmalıdır… Bedeniniz bir küredir ve o kürenin merkezinde kalbiniz vardır. Kalbinizden başlayan nefesler ile yaşam kürenizi doldurmalısınız.
Not: Son zamanlarda genç kalışımın sırrını sıkça soran tüm dostlarıma ithafımdır:) Sevgiyle dolu nefesler alın…
Nesrin Dabağlar
İletişim: 0539 509 23 13